Doğu Akdeniz’de Güç Dengeleri
Doğu Akdeniz; Tarihsel sürece baktığımızda bölgenin hem jeopolitik hem jeostratejik öneme sahip olması birçok uygarlığın bölgeye egemen olmak istemesine neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu 15. yüzyıl’dan 19. yüzyıl’ın ortalarına kadar 400 yıl bölgenin hakimi olmuş, Osmanlı’dan sonra İngiltere ve Amerika bölgede varlığını göstermiştir. Dünya’nın önemli bir ticaret kavşağı konumunda olan Doğu Akdeniz Orta Doğu’ya açılan bir kapı konumundadır.

Türkiye 27 Kasım 2019’da Libya ile işbirliği yaparak Akdeniz’de enerji jeopolitiğini kendi lehine çevirmek için yaptığı hamle ile oyun kurucu bir pozisyona gelerek elini güçlendirmiştir.

Yunanistan ise Türkiye’ye karşı bir strateji izleyerek Mısır ile münhasır bölge anlaşması imzalamıştır. Türkiye bu anlaşmayı yok sayarak Oruç Reis Sismik araştırma gemisiyle bölgede çalışmalar yapmakta ve ardı ardına NAVTEX ( Denizci Bilgilendirme Uyarısı) ‘ler ilan etmektedir. Çok kısa bir süre önce Karedeniz de bulunan doğalgaz rezervi Türkiye’nin dönüşümünde ilk adım olmuş, bölgede kıyısı olan ülkelerin deniz alanlarının daha önceden paylaşılması herhangi bir soruna neden olmamaktadır.

Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin uğraşmak zorunda olduğu münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı gibi sorunlar baş göstermektedir. Günümüzde bu sorunun en önemli baş aktörü konumundaki Yunanistan Doğu Akdeniz’de kıyısı olmamasına rağmen AB’nin desteği ile başta Fransa’nın kışkırtması sonucu Türkiye’yi engellemeye çalışmaktadır.

Tek başına Türkiye ile baş edebilecek askeri güce sahip olmayan Yunanistan NATO’nun arabuluculuğunu reddederek Türkiye ile bir Cosensus’dan kaçınarak masaya oturmamaktadır. Kısa bir süre önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron Türkiye’yi İmparatorluk Fantezisi kurmak ile itham etmiştir. Güçlü bir Türkiye’den korktuklarını ve Türkiye’ye olan düşmanlıklarını bu cümlelerden anlamak zor olmasa gerek.

Doğu Akdeniz’de olduğu düşünülen zengin enerji kaynakları kıyısı olan ülkeleri ( Lübnan, GKRC, İsrail, Mısır) mıknatıs gibi bölgeye çekmekte kıyısı olmayan ülkeleri (Amerika, Fransa, İtalya) ise uluslararası enerji şirketleri ile bölgede bulunmaktadır. Yani Doğu Akdeniz kıyısı olan ya da olmayan birçok ülke için çekim merkezi konumundadır. Doğu Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye Uluslararası hukuka uygun bir şekilde kendi egemenlik haklarını savunarak barışçıl bir diplomasi yürütmektedir.

Türkiye’nin bölgedeki varlığı ve gücünün farkında olup bu sebepten endişe duyan birçok ülke Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramasından rahatsız olup engellemeye çalışmaktadır. Türkiye KKTC’nin haklarını koruyarak Doğu Akdeniz’deki deniz alanları üzerinde yetkileri olduğu savını ileri sürmektedir. Gerilimi tırmandıran Yunanistan ise Antalya’nın Kaş ilçesine 2 km uzaklıktaki Meis adasına Yunan askerini takviye ederek savaş senaryoları yazılmasına neden olmaktadır.

Türkiye’nin Uluslararası hukuka uygun Doğu Akdeniz’de hem KKTC’nin hem de kendi haklarını koruyarak bölgede başat rolü üstlenmesi birçok ülkeyi tedirgin etmekle birlikte bölgedeki dengelerin değişmesine neden olmaktadır. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de bulacağı enerji hem Dünya ticareti hem de refah ve daha güçlü bir Türkiye için dönüm noktası olacaktır.
– Dilek Doğar
Kaynakça
Görsel Kaynaklar – MSB, NTV Haber Ajansı
Vatanını cok seven biri olarak sonsuz teşekkur ederim …jeopolitik hamleleri yakın takip etmeye calışıyorum cünkü ülkemi cok seviyorum neler olacağını ve ne olduğunu takip ediyorum…
Yeni yazılarımızla sizlerle olmaya devam edeceğiz, teşekkür ederiz.